TITLE

DESCRIPTION

Sevgi Yan(ıl)sıması – öykü

SEVGİ YAN(IL)SIMASI

Çünkü her sabah acaba yine neler ters gidecek diye kaygılanmaktan çok yorulmuştum.

Yataktan kalktığımda içimi bir umut kaplamasın istiyordum artık.

Çünkü annem ilaçları yüzünden o sabah içerideki odada yine ölü gibi yatıyordu. Hastanede on beş gün yattığı psikiyatri bölümünden yeni çıkmıştı. Babamın masanın altından komşu kadının ayağını okşadığını görüp sinir krizi geçirmişti.

Çünkü kardeşime kahvaltı hazırlamak için erken kalkmıştım. Onu yolcu etmiş, babamın çayını demlemiş ve uyanmayacağını bile bile onu birkaç kez uyandırmaya çalışmıştım.

Çünkü evvelsi akşam anılarıyla beni esir alan babamı lafa tutup, fazladan iki duble daha içirmiştim.

Çünkü bazen sadece hoş bir kız değil, zeki bir insan da olabiliyordum.

Çünkü annemin bana yeni diktiği dar yırtmaçlı gri eteği giymek istiyordum o sabah. O etekle aynaya baktığım zaman kendimi artistler kadar güzel buluyordum.

Çünkü daha on yedi yaşındaydım ve bir daha hiçbir zaman on yedi yaşında olmayacaktım.

Çünkü babam her an kalkıp, okula giderken o eteği giydiğimi görebilir ve bana kızabilirdi.

Kıyafetlerimin yeterince çirkin olduğuna ikna olmadan evden çıkmama izin vermezdi.

Çünkü o erkeklerin ne mal olduğunu bilirdi. Babam da o erkeklerden biriydi. Arabada annem yanında otururken, dikiz aynasından yoldan geçen tüm dikkat çekici kadınları keserdi.

Annemin bekçisi gözlerimle onu takip ettiğimi bilmezdi.

Çünkü kadınlar erkeklerin bu arsız düşüncelerini harekete geçirecek şekilde giyinmemeliydi.

Biz ahlaklı bir aileydik ve ben iyi bir aile kızıydım. Eş dost, ahbap neler derdi.

Çünkü bekâret bir genç kızın en değerli hazinesidir derdi babam.

Çünkü babam uyanmayınca dar eteğimi giyip evden sokağa fırlamıştım. Okul başlamadan o pastanede seninle buluşabilmek için yalnızca on beş dakikam vardı. Bütün aşıklar orada buluşurduk.

Çünkü o gün sarı saçlarım, yeşil gözlerim parlıyor, dar eteğimle diğer kızlardan rol çalıyordum. Bu sahneyi uykuya dalmadan önce yüzlerce kez hayal etmiştim. Arka fonda en sevdiğim şarkı çalıyordu. Senin yanındaki herkes birden ayağa kalkıp bana yolu açmıştı. Sen bana adımla seslendiğinde kalbim bir an teklemişti. Ne zaman bana baksan senin yazdığın gizemli bir öykünün baş kahramanıymışım gibi hissederdim kendimi. Söylediğin ya da yaptığın her şey büyülüydü benim için.

Çünkü sen beni öperken bir kuş gibi titriyordum. Yanlışlıkla dudağını ısırmıştım. Bana kızacağına çok gülmüştün. Öyle güzelken öyle saf olmam hoşuna gitmişti.

Çünkü üç sene boyunca birbirimizden hiç sıkılmamıştık. O yüzden senden ilişkimize bir ad vermeni dilemiştim. Sense bana burs kazandığını ve yaz tatilinde buralarda olmayacağını müjdelemiştin sevinçle.

Çünkü üç ay boyunca seni göremeyecektim. Sen yokken o karanlık yatak altına geri dönmek istemiyordum.

Çünkü gözlerin bana yine güzel baksa da ağzın başka şeyler söylüyordu. Gözlerimden yanaklarıma süzülen iki damla yaşı sen görmeden elimin tersiyle silmiştim.

Çünkü o günkü buluşmamızdan sonra bana artık eskisi kadar seni seviyorum demiyordun.

Okula yeni gelen kıza nasıl baktığını görmüştüm.

Çünkü sen hepimizden farklıydın. Kafana koyduğunu yapardın.

Dersleri hep birlikte kırmıştık. Ben o sene üniversiteyi kazanamasam da, sen Boğaziçi İşletmeyi kazanmıştın. Sen ne kadar sevindiysen ben de o kadar sevinmiştim senin başarına.

Ben ne kadar üzüldüysem sen de o kadar üzülmüştün benim başarısızlığa.

Çünkü babam son bir şans vermişti tekrar üniversite sınavına hazırlanabilmem için ve kazanamazsam komşunun oğluyla sözleyeceklerdi beni.

Çünkü ben sana bunların hiçbirini anlatamamıştım. Seni hiçbir şeye zorlamak istemiyordum.

Çünkü ben güçlü olmak nedir bilirdim. İkimiz adına da karar alıp kestirip atardım kalbimi, Ömer Seyfettin’in “Diyet” hikâyesindeki gibi.

Sen gittikten bir ay sonra üst üste üç gün üç gece uyuyamayınca, annemin uyku ilaçlarından içmeye başlamıştım.

Çünkü günler ve geceler geçmek bilmiyordu.  Ciğerlerim yanıyordu. Çünkü sevgiye ihtiyacım vardı.

O günlerde bir çift mavi göz benden gözlerini alamamıştı. Nereye gitsem beni takip etmeye başlamıştı. Üç ay boyunca o mavi gözler bana güzel güzel bakmaya devam etti sabırla.

Uzun zamandır böyle güzel ve sevilesi hissetmemiştim. O mavi gözlerde sende gördüğüm yansımamı aradım dondurma yediğimiz günler boyunca.

Çünkü sohbet o kadar kolaydı ki onunla ve iyi hissettiriyordu bana. O kadar ihtiyacım vardı ki buna…

Çünkü o güçlüydü. Kendimi bırakmak çok iyi gelmişti bana. Güçlüyü oynamak istemiyordum artık. O gün kollarında saatlerce ağladım. Bütün acımı, kızgınlığımı, çaresizliğimi omuzlarına akıttım gözyaşlarımla. O gün, ondan bir daha hiç ayrılamayacağımı biliyordum.

Çünkü sen gitmiştin.

Yazan: Elvan Kurşun                                                                                                       Mart 2022                                                                                                                                                                                                   İstanbul

 

İletişim

Adres: Bağdat Cad. Tuğrul Sk. Ümit Apartmanı No: 6 / 2 Selamiçeşme KADIKÖY İSTANBUL
E-posta: [email protected]

Harita